Fabienne Dumoulin Röportajı
Bade Endil: Bilime olan merakınızı ne zaman keşfettiniz?
Fabienne Dumoulin: Bunu hatırlamıyorum. Annem bana küçükken çok fazla “Neden, neden?” diye sorduğumu söyler. Bu meraklı yönümden gelmiş olabilir. Daha sonra literatür değil de daha fazla fen ağırlıklı okuduğum için merakım daha da arttı.
Nil Karamüftüoğlu: Kimya alanında ilerlemeyi tercih etme nedeniniz nedir?
Fabienne Dumoulin: Şimdi şöyle, ben lisenin son yılında biyoloji konularını çok beğenmiştim ve bu yüzden biyoloji okumaya başladım. Sonra aslında tıp okumayı istediğimi fark ettim. Tıp okumak için de biraz geç kalmıştım, o yüzden biyokimyadan devam ettim. O alandan da organik kimyaya geçiş yaptım.
Bade Endil: Bizlere yapmakta olduğunuz çalışmalardan bahseder misiniz?
Fabienne Dumoulin: Biz çoğunlukla sentez yapıyoruz. Ben hep öğrencilerime de sentezi şu şekilde anlatıyorum: Sentez yemek yapmak gibidir. İki tane üç tane malzemeyi alıyorsunuz, karıştırıyorsunuz, bir süre boyunca ısıtıyorsunuz ve yeni bir şey ortaya çıkıyor. İstediğiniz şekilde ortaya çıkarsa çok güzel. Çoğunlukla yaptığımız şeyler bunlar. Gerçekten bir şeyler pişirmek... Sonra sentezlediğimiz maddeyi temizlememiz gerekiyor. Bunun için de birtakım saflaştırma yöntemleri uyguluyoruz. O da oldukça zaman alıyor. Sonra da tabii ki bulduğumuz sonuçları yazmak gerekiyor. Sonuçları yazıp yayınlıyoruz.
Nil Karamüftüoğlu: Bilimle uğraşan kadın bilim insanlarının karşılaştığı zorluklar nelerdir?
Fabienne Dumoulin: Yaşa göre derdim çünkü artık birçok insan bunun farkına varmış. Genç ya da çok yaş almamış bayanlar için artık birçok şey çözülmüş durumda. Ama bizden 10-20 yaş büyük olanlar için çok zor oldu. Bakıyorsunuz “Nobel Ödüllü” kadın bilim insanı çok yok ama ben çok ümitliyim. Göstereceğim zaten, bizim alanımızda bir dergi var onu şu anda tamamen kadın bilim insanlarının yazdığı makalelerle çıkarıyoruz.
Bade Endil: Başarılı bir bilim insanı olarak bilim alanında ilerlemek isteyen öğrencilere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Fabienne Dumoulin: Meraklı olmak, belki en önemlisi budur. Kapsamlı düşünmek, çalışmak ve vazgeçmemek de önemli tabii ki.